Skolyoz Ne Demek?

Sağlıklı bir omurgaya arkadan bakıldığında omurların düz bir hat üzerinde dizilmiş olduğu görülür.

Yandan bakıldığında ise boyun bölgesinde hafif içe doğru, sırtta dışa doğru ve bel bölgesinde de yine içe doğru olan kıvrımlar vardır. Bunlar omurganın fonksiyonel eğrilikleridir.

Bu fonksiyonel eğriliklerin açısal olarak normalden sapmaları omurgada birtakım problemlere neden olur. Sırttaki omurların 20-45 derece açılı dışa doğru olan anatomik bir yapısı vardır. Bu açının 45 derecenin üzerine çıkması ile sırtta kambur bir görüntü oluşur. Bu durum hiperkifoz olarak adlandırılır. Genellikle lordoz ile (bel çukuru artmass) birlikte görülür.

Bir diğer deformite de omurlardaki yanlara eğilme ve rotasyonel sapmalar ile gelişen skolyoz olarak adlandırılan durumdur.

Skolyozun Nedenleri Nelerdir?

Konjenital Skolyoz

Doğuştan olabilir. (konjenital) Bu durum genellikle omurgadaki bir kusura veya birbirine kaynamış kaburgalara bağlıdır.

Nöromusküler Skolyoz

Polio (Çocuk Felci), beyin felci veya kas distrofisi (erimesi) gibi durumlara bağlı olarak kasların felci sonucunda oluşabilir.

İdiyopatik Skolyoz

İdiyopatik (nedeni bilinmeyen) olabilir. Daha önce düzgün olan bir omurgada bilinmeyen bir nedenle sonradan ortaya çıkabilir. İdiyopatik skolyoz, büyüme döneminin herhangi bir evresinde görülebilir. (İnfanti (0-3 yaş), Jüvenil (3-10 yaş), Adolesan (11 yaştan iskelet olgunluğuna kadar)) Hastalığın ilerlemesi riski, yaş ve eğrilik derecesine bağlıdır.

Skolyozun Belirtileri Nelerdir ve Aileler Nelere Dikkat Etmelidirler?

Çocuklarda bel ağrısı olması gerekmez. Şayet bel ağrısı varsa mutlak surette hekim tarafından araştırılmalıdır.
Omurganın yana doğru eğriliği gözlenmelidir.
Kaburgaların ve kürek kemiği çıkıntısının tek tarafta daha yüksek olup olmadığı gözlenmelidir.
Omuz ve kalçaların simetrik durup durmadığı gözlenmelidir.
Vücudun eğri durup durmadığı gözlenmelidir.
Bel girintilerinde asimetri şeklinde bir duruş bozukluğu olup olmadığı gözlenmelidir.
Nefes darlığı (ciddi eğriliklerde (>70-80 derece) önemli bir işaret olabilir.
Daha önce giyilebilen giysilerin vücuda tam oturmaması ve giysinin çizgilerinin asimetrik olması hususu gözlenmelidir.

Skolyoz Testleri

Fiziksel muayene sırasında, hasta öne doğru eğildiğinde eğrilik daha belirgin olarak görülür. Farklı pozisyonlarda omurga röntgenleri ve skolyometre (omurganın eğrilik miktarını ölçen bir aygıt) ölçümleri, skolyozun miktarını belirleyebilmek için yapılabilecek testlerdir.

Skolyoz Tedavisi ve Skolyoz Dereceleri

Tedavi yöntemi, eğriliğin derecesine ve kemik büyümesinin hangi aşamada olduğuna göre belirlenir.

10-20 Derece arası spesifik skolyoz egzersiz tedavisi (Scroth-FITS SEAS)
20 Derece ve üstündeki derecelerde korse + egzersiz tedavisi
40-45 derece veüzerinde cerrahi değerlendirme yapmak gerekir.

Core Stabilizasyon ve Pelvik Düzeltme

Skolyozlu kişilerde asimetrik duruşun uygun destekler ile düzeltilerek, vücudumuzun denge merkezi olan core bölgesinin
pozisyonlanması, stabilizasyonu ve kuvvetlendirilmesi hedeflenmektedir.

Kuvvetli ve stabil bir core bölgesi omurga deformitelerinin düzeltilmesinde temel teşkil etmektedir.

Rotasyonel-Asimetrik Solunum

Sağlıklı kişiler simetrik nefes alma ile omurga ve göğüs kafesini stabilize ederken, skolyozlu kişilerde uygulanan simetrik solunum omurlardaki rotasyonel deformiteyi artırmaktadır.

Skolyozlu kişilerde uygulanan özel bir teknik olan rotasyonel ve asimetrik solunum ile omurga deformitesinin düzeltilmesi sağlanmaktadır.
Rotasyonel solunum ile kısıtlanmış kaburgalar hareketlendirilir ve akciğerlerin daha az havalanan bölgeleri aktive edilmiş olur.

Mobilizasyon, Masaj, Stretch (Germe)

Doğru pozisyonlanmış bir omurgaya uygulanan mobilizasyonlar ile hem rotasyonel düzeltme hem de simetrik duruşun kazandırılması hedeflenir. Doğru kaslara yapılan masaj ve germe hareketleri simetrik postürü desteklerken, egzersizin başarısını da artırmaktadır.

Simetrik Farkındalık ve Günlük Yaşam Aktivitelerine Adaptasyon

Egzersizlerde aşırı bir düzelmeye zorlanan omurga, günlük hayatta en rahat olduğu asimetrik postürü yerleşme eğilimindedir. Bu nedenle hastalar postürlerini her fırsatta düzeltmeli bu farkındalığı günlük hayatlarına adapte etmelidirler. Gün içerisindeki oturma, yürüme, yatma ve dinlenme pozisyonlarındaki düzeltmeler hastalara anlatılmalı ve farkındalığı yerleştirebimesi için motive edilmelidir.

Kifoz Nedir?

Vücudumuza arkadan baktığımızda normal bir omurga düz görünür. Yandan baktığımızda ise omurganın birtakım fonksiyonel eğrilikleri vardır.

Boyun bölgesinde içe, sırt bölgesinde dışa ve bel bölgesinde de içe doğru olan kıvrımlar görülür. Var olan bu fonksiyonel eğriliklerin normal açılarının dışına çıkması kifoz veya lordoz olarak adlandırılır.

Sırt bölgesindeki omurlarımızda yandan bakıldığında dışa doğru bir eğrilik görürüz. 20-40 derece arasında normal sınırlarda kabul edilen bu açılaşma 45 derecenin üzerine çıktığı zaman hiperkifoz olarak adlandırılır. Eğriliğin derecesi arttıkça başka sağlık sorunları da görülebilmektedir. Omuzların öne doğru yuvarlaklaşması, başın öne doğru çıkık durması, göğüs kafesinin içe doğru çökmüş görünmesi zamanla sırt ve boyunda ağrılara, solunum problemlerine, omurlarda disk patolojisine neden olabilmektedir.

Tanı Yöntemleri

Öncelikle fizik muayene ile hastanın değerlendirmesi yapılır.

Hastanın 3 yönlü (ön arka ve yanlardan) postür analizi yapılır.

Ayaklardan başlayarak diz kalça bel sırt omuz ve baş pozisyonları incelenir.

Öne eğilme testi ile hastanın yandan sırt görüntüsü değerlendirilir.

Radyografik görüntüleme istenir. Burada kifoz derecesi ölçülür. Kifozun yapısal mı yoksa postüral mi olduğu belirlenir.

Gerekli görülürse MR, nörolojik testler ve solunum testleri de yaptırılabilir.

Kifoz Çeşitleri

Yapısal veya postürel (duruşa bağlı) olabilmektedir.

Yapısal Kifoz:

Sırt bölgesindeki omurlarda normal ayakta duruş pozisyonunda olması gereken 40 derecelik açılaşmanın artması ve 55 derecenin üzerinde olmasıdır. Çoğunlukla kemik ve ya yumuşak doku patolojisine bağlı olarak gelişmektedir. Doğuştan olan omurga anomalileri, bazı kemik hastalıkları, omurga tümörleri ve ya kırıklara bağlı olabilir.

Doğuştan olan kifoz vakalarında;

Scheuermann Kifozu:

Yapısal kifozun nedenlerindendir. Büyümekte olan omurgada, özellikle ergenlik çağlarında başlayan bir hastalık olup nedeni bilinmemektedir. Erkeklerde kızlara oranla daha fazla oluşmaktadır. Omurlarda oluşturduğu deformite sonucu kamalaşmaya neden olur. Başlangıçta ağrı ve yorgunluk hissedilmektedir. En sık görülen tipi sırt bölgesinde omurlarda kamalaşma ile birlikte gelişen kifoz şeklindedir. Bazen bu eğrilik sırt ve bel bölgesinin birleşme yerinde olabilir. Bazı vakalarda skolyoz da eşlik etmektedir.

Scheuermann Kifozu’nun Teşhisinde İzlenecek Tedavi Yöntemleri Nelerdir ?

Tedavide amaç öncelikle;

Ağrıyı azaltmak

Kifoz derecesini düzeltmek veya artmasını önlemek

Solunum kapasitesini arttırmak

şeklindedir.

Egzersiz

Kifoz derecesi ne olursa olsun mutlaka egzersiz tedavisine erken dönemde başlanmalıdır. Schroth egzersizleri omurga problemlerine uygulanan en geçerli egzersiz modelidir. Buna ek olarak doğru pozisyonlarda yapılacak postür egzersizleri, solunum egzersizleri ve klinik pilates uygulamaları da bu hastalar için her zaman tedavilerinin bir parçası olmalıdır.

Korse Uygulaması

Hafif ve orta şiddetli kifoz durumlarında (50-75 derece arası) korse uygulaması yapılmaktadır. Büyüme çağı devam eden çocuklarda eğriliğin artmasını engellemek için, doğru posturü destekleyici uygun bir korse seçilmelidir. Korse uygulamasındaki amaç öncelikle kifoz derecesinin artmasını önlemektir. Egzersiz uygulamalarına ek olarak kullanılan korse ile kifoz açısının düzeltilmesi ve cerrahi boyuta gelmesini engellemek amaçlanır. Çocuğun büyümesinin devam ediyor olması, düzenli kullanılması (günlük 20-22 saat gibi), yüzme-pilates-Schroth gibi uygun egzersizlere devam edilmesi korsenin etkinliğini arttırmaktadır.

Cerrahi Uygulamalar

Cerrahi için eğriliğin derecesi konusunda farklı görüşler olmakla birlikte genellikle 70 derece ve üstündeki eğriliklerde cerrahi uygulamalar tercih edilmektedir.Yapılan ameliyat tekniğine göre değismekle birlikte genellikle ameliyat sonrasi hasta ertesi gün ayağa kaldırılır, 1 hafta sonra taburcu edilir, gerekli görülürse 3 ay kadar korse kullandırılır. Genellikle 3 ay sonra yüzme ve yürüyüs gibi aktivitelere başlanabilir. Birinci yılın sonunda normal yaşantısına dönebilmektedir.

Postüral (kötü duruşa bağlı) Kifoz:

Duruş bozukluğuna bağlı olarak gelişmektedir. Genellikle yetişkinlerde daha sık görülür. Yavaş ilerlemektedir. Günümüz şartlarında uzun süre masa başında ve ekran karşısında geçirilen saatler, iş şartları, düz tabanlık, karın sırt kaslarının zayıf olması, aşırı kilolu olmak, yaşla birlikte kemik yoğunluğunun azalması gibi pek çok faktör postüral deformitelere neden olmaktadır.
Günümüzde çocuklarda da görülme sıklığı oldukça artmaktadır. Çocukların vücut farkındalıklarını artıran oyunlardan uzak kalmaları, yeterince spor yapmamaları, okul şartları ve ekran karşısında (bilgisayar, televizyon vs.) geçirilen uzun zamanlar
Postural kifozun oluşmasında önemli rol oynamaktadır.

POSTÜRAL KİFOZU ÖNLEMEK MÜMKÜN MÜ?
Çocuklarda oluşabilecek bu postüral kifozun önüne geçmenin en iyi yolu öncelikle oturma alışkanlığını düzeltmek, çalışma masası ve sandalyesini, bilgisayar monitör ve klavyesini uygun yüksekliklerde ve açılarda olacak şekilde en ergonomik pozisyonlara almak olacaktır. Çocukları uygun sporlara yönlendirmek (yüzme, jimnastik, bale, yoga vs.) hem fizik kondisyonlarını artıracak hem de daha sağlıklı bir omurgaya sahip olmalarını sağlayacaktır. Bu konuda en büyük sorumluluk anne babalara düşmektedir.
Yetişkinlerde de aynı şeklde çalışma ortamlarının ergonomik olmasına dikkat edilmesi ve yaşa göre uygun sporların yapılması Postüral kifozun önlenmesi için önemlidir.

POSTÜRAL KİFOZ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Ağrı varsa öncelikle fizik tedavi uygulamaları ile ağrı geçirilmeli postür analizi yapılmalıdır. Bunun yanında;

Kas testi,

Kısalık testi,

Denge,

Solunum degerlendirmesi vs.,

Egzersiz Tedavisi

gereklidir.

Egzersiz Tedavisi;

Erken dönemde postür egzersizlerine başlanmalıdır.

Bu egzersizler ve hedefleri ise;

Karın – sırt kaslarını kuvvetlendirmek,
Bacak, kalça, bel ve göğüs kaslarına doğru germe egzersizleri,
Solunum egzersizleri,
Fonksiyonel egzersizler
ve kişiyi yaşına uygun, yapabileceği bir spora yönlendirmek olarak sayılabilir.

Skolyoz cerrahisi sonrası iyileşme süreçi nasıldır?

Skolyoz cerrahisi sonrası ağrım olur mu? Skolyoz cerrahisi sonrası spor yapabilir miyim?

Skolyoz ameliyatı, bazı skolyozları daha kötüye gitmesini önleyen tek tedavi yöntemi olabilir. Bu tür skolyozlarda en çok uygulanan cerrahi yöntemi spinal füzyon cerahileridir. Spinal füzyon ameliyatlarında omurganın ön veya arkasından, omurların arasına kemik yerleştirilmesiyle yapılmaktadır. Bu ameliyatlar genellikle etkili sonuçlar veren, tamamen iyileşme süresi ayları bulan büyük cerrahilerdir.

Ameliyat sonrası dönem iyileşme süreci;

Ameliyat sonrasındaki bu iyileşme sürecinde yapılan aktivitelerde ve hareketlerde kısıtlamaya gidilir. Öne eğilmek, bişileri kaldırmak, yana dönmek… gibi hareketlerden kaçınılması istenir. Bu iyileşme süreci tamamlandıktan sonra kişi normal günlük yaşantısına dönebilir. Kişi iyileşme sürecinde erken sportif aktıvitelere başlaması ya da izin verilmeyen hareketleri yapması durumunda füzyonun kaynama süreçi tamamlanmadığı için tekrar cerrahi gerektiren duruma yol açabilir. Cerrahınızın tavsiye ettiği sürelere muhakkak uyulmalıdır.

Skolyoz cerrahisi sonrası ağrım olur mu?

Füzyon ameliyatı sonrasındaki iyileşme sürecinde kişi ağrı hissedicektir. Kişi günlük yaşantısına döndükten sonra herhangi bir ağrı oluşması beklenmez. Oluşan ağrılarda ise, öncelikli olarak ağrının nedeni belirlenmelidir. Daha sonrasında probleme uygun fizik tedavi programı uygulanarak ağrılar azaltılabilmektedir. Ağrı tedavisi sonrası kişiler fizyoterapist eşliğinde tekrar egzersiz programına başlayabilirler. Cerrahi bölgesi dışındaki omurlarda yanlış yüklenilerek yapılan egzersizler, diğer disklerin üzerine kötü yük bindirerek disklerin yapısını bozar ve fıtıklaşmalarına neden olabilir. Bu yüzden doğru egzersiz seçimi oldukça önemlidir.

Skolyoz cerrahisi sonrası spor yapabilir miyim?

Skolyoz ameliyatı sonrası iyileşme süreci tamamlandıktan sonra, spor tercihi yapılırken dikkatli olunması gerekmektedir. Şiddet içeren, ağır kaldırmayı gerektiren, omurganın yana dönmesi, bükülmesi ya da fazla miktarda eğilerek yapılan egzersizlerin tercih edilmemesi gerekmektedir.

Omurga üzerinde basınç oluşturacak egzersizler tercih edilmemelidir. Vücut geliştirmek için yapılan ağır ağırlıkların kaldırılmasından, dövüş ve savunma sporlarında, amerikan futbolu gibi sert sporlardan, egzersizlerdeyse omurgayı ve boyunu öne eğmeyi gerektiren sit-up, squat gibi egzersizlerden uzak durulmalıdır. Bu egzersizler cerrahi uygulanan alan dışındaki diğer omurga disklerinde basıncı artırabilir.

Yüzme, yürüyüş, bisiklet gibi daha yumuşak tempolu, birebir temasın az olduğu sporlar tercih edilmeldir. Egzersizde ise diğer disklere yük bindirmekten sakınan hafif vucüt ağırlığı ile yapılan egzersizler ve hafif dereceli germeler yapılabilir.